serbest bırakmak

Turkish-English Translation

  1. Verb, Information Technology to deallocate
  2. Verb to affranchise
  3. Verb to cut adrift
  4. Verb to decontrol
  5. Verb to discharge
  6. Verb to disengage
  7. Verb to emancipate
  8. Verb to set someone foq
  9. Verb to let loose
  10. Verb to liberate
  11. Verb to leave at liberty
  12. Verb to give a free run
  13. Verb to turn loose
  14. Verb to unleash
  15. Verb to unloose
  16. Verb to set free
  17. Verb to be allowed to go free
  18. Verb (prices) to decontrol
  19. Verb to loose
  20. Verb to free
  21. Verb to release
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

kefaletle serbest bırakma
release on bail Noun, Law
(mahkûmu) serbest bırakmak
to enlarge Verb
...'i serbest bırakmak
to let go of ... Verb
bedelinin ödenmesi üzerine malları serbest bırakmak
to release goods against payment Verb
bir bloke hesabı serbest bırakmak
to release a blocked account Verb
bir ihtirayı serbest bırakmak
to abandon an invention Verb
bir mahkûmu serbest bırakmak
to set a prisoner free Verb
birini hareketlerinde serbest bırakmak
to give someone plenty of rope Verb
birini serbest bırakmak
to set someone free Verb
birini serbest bırakmak
to let someone go Verb
birini serbest bırakmak
to release your grip on someone Verb
birini serbest bırakmak
to allow someone a free hand Verb
birini serbest bırakmak
to set someone loose Verb
birini serbest bırakmak
to release your hold on someone Verb
birini serbest bırakmak
to free someone Verb
birini serbest bırakmak
to let someone off Verb
birini uyararak serbest bırakmak
to let someone off with a warning Verb
birinin itiraz etmesi için serbest bırakmak
to be open to someone to object Verb
bloke aktifleri serbest bırakmak
to release blocked assets Verb
el frenini serbest bırakmak
to release the hand brake Verb
fidye alarak serbest bırakmak
to ransom Verb
fiyatları serbest bırakmak
to decontrol prices Verb
ithalatı serbest bırakmak
to decontrol imports Verb
kefaletle serbest bırakmak
to remand someone on bail Verb
kiraları serbest bırakmak
to decontrol rents Verb
krediyi serbest bırakmak
to liberalize credit Verb
mahkeme huzuruna çıkarılmak üzere serbest bırakmak
to release on habeas corpus Verb
mahkûmu şartlı olarak serbest bırakmak
to parole Verb
ödeme karşılığında malları serbest bırakmak
to release goods against payment Verb
para karşılığı malları serbest bırakmak
to release goods against payment Verb
rehini serbest bırakmak
to take out of pledge Verb
rehni serbest bırakmak
to take out of pledge Verb
rezervi serbest bırakmak
to release a reserve Verb
tayınlanmış malları serbest bırakmak
to free rationed goods Verb
teminatı serbest bırakmak
to release securities Verb
tutuklanan bir kimseyi kefaletla serbest bırakmak
to bail out Verb
tutuklanan bir kimseyi kefaletle serbest bırakmak
to bail out Verb
tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakmak
release pending trial Verb, Law
Turkish-English phrases from Zargan's own database